Bu kadar zamandır ormanda koşmama rağmen kene ile tanışmam
anca geçen hafta sonuna kısmet oldu. Belgrad Ormanları’nda koşarken geyik,
yaban domuzu, köpek, manda ve tilki görmüşsem de keneye hiç denk gelmemiştim.
Oysa bir dönem kene magazin gündemini feci meşgul etmiş, halkımızda ciddi bir paranoyaya
yol açmıştı. Bu sebeple ben de bacağımdaki arkadaşı ilk fark ettiğim anda önce bir
ürperdim.
Uzun uzun koşmak ve insanları da koşturmak üzere yazılan bir blog'tasınız... Amaç ülkemizde az bilinen ve uygulanan "ulta-maraton" ve patika koşusu (trail running) sporları için ilgiyi arttırmak, yabancı dildeki kaynakları Türkçe'ye kazandırmak, insanları bu sporları yapmak için yüreklendirmektir. Kişisel düşünce ve yaklaşımlarımı yansıtan yazılarla da karşılaşacaksınız. Çeviri ve alıntıların tümünde kaynak ve yazar adı belirtilmiştir.
konu başlıkları
antrenman
(3)
beslenme
(4)
çekmeköy
(1)
çekmeköy ultra trail
(1)
çeviri
(5)
DVD
(2)
genel bilgi
(13)
iznik ultra
(1)
kitap
(2)
malzeme
(8)
motivasyon
(9)
rapor
(7)
rota
(1)
röportaj
(2)
uzun koşu
(4)
yarış
(11)
13 Haziran 2013 Perşembe
12 Haziran 2013 Çarşamba
Mozart 100
Yeşillikler İçinde Bir Koşu Festivali
Mozart100, Avusturya’da ünlü besteci Wolfgang Amadeus Mozart’ın vatanı Salzburg’ta düzenlenen bir koşu festivali. Bu sene 22 Haziran 2013 Cumartesi günü koşulacak. Program dahilinde 5 değişik parkur var; bunlardan üçü bireysel; 100km, 55km, Mozart 100 light (25 km), takımlar için de iki parkur var; 100km ve 55km.29 Nisan 2013 Pazartesi
İznik Ultra 2013 - 80km Orhangazi Parkuru
bitmeye yakın kendi çektiğim fotoğrafım |
Bu sene İznikUltra’nın ikincisini koştum. Alnımın akıyla 80km‘yi bitirdim. Geçen sene ilki düzenlenen yarışta 126km lik parkura kaydolmuş ama 60km noktasında yarışı tek etmiştim. Şaka maka terk ettiğim tek yarış bu oldu şimdiye kadar.
21 Mart 2013 Perşembe
meandmuesli - Müsli ve Ben!
Kiloların
arttığı ve göbeğimin alıp başını gittiği dönemlerde diyet yapmaya başladım.
Yulaf ezmesi ile tanışmam bu yıllara denk gelir. O gün bu gündür yulafla yakın
temas halindeyiz, sabahları hava aydınlanmadan koşmak için kalktığımda ilk
gördüğüm şey yulaf kavanozu ve süt şişesi olur. Zamanla tadını sevsem ve zevkle
yemeye başlasam da bir süre sonra her gün aynı lezzet de sıkıcı olmaya
başlıyor. Bu gibi durumlarda yulaf ezmemin içine badem, bal, ceviz, yaban mersini gibi lezzet arttırıcı ve
kendimce faydalı öte-beri koymaya başlarım.
19 Mart 2013 Salı
Çekmeköy Ultra Yarışlarım
Eve Taşınan Çekmeköy Toprağı |
Çekmeköy’de 3. Yarışımı tamamlamış oldum. İlki bir antrenman
yarışı kapsamında 15km gidip aynı rotada geri dönecek şekilde 30km idi. Bunu
antrenman programı için iki arkadaşımla, Suna ve Kerem’le koşmuştum, hedef 4
saat koşmuş olmaktı. O gördüğüm 15km lik kısımla Çekmeköy’ü hiç sevmemiştim.
Derken geçen ay bir 30km parkuruna katıldım bu sefer baştan sonra yarış
rotasını koştum, Suna bana eşlik etti. Baştaki 15km bir önceki seferle
muhtemelen aynı idi, gene hoşuma gitmedi, tam söylenmeye başlarken güzel yerlerde
koşmaya başladık, yavaş yavaş Çekmeköy’ü sevdim.
İlk 15km git-gel çok anlatacak bir koşu olmadı. İkinci koşu
hakkında yazılabilecek şeyler var ama koşu sonrası kağıda dökecek fırsat
olmadı, üzerinden zaman geçti. Şimdi bu iki yarışı tek başlık altında
toplamak istedim. İşte size son iki yarış ve Çekmeköy anılarım, tecrübelerim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Hakkımda
- Ilgaz KURUYAZICI
- istanbul, Türkiye
- 2006 yılında 1.80 boyum ile 110kg olunca zayıflamak için koşsam mı diye düşünmeye başladım. Internet'te bulduğum 8 haftalık bir program gözüme zor gözükmeyince haftada 3 gün, her seferinde de toplam 20 dakika olacak şekilde koşu antrenmanlarına başladım. 8 hafta sonunda durmadan 30 dakika koşabildiğime o an kendim de inanamadım. Bundan sonra ne yapmalı diye düşünürken Amazon.com da "Koşucu Olmayanlar İçin Maraton Antrenmanı" isimli kitabı görüp maraton koşmaya karar verdim. 3 yıl içinde 5 maraton koştuktan sonra ultra maraton koşma fikrini kendime daha yakın buldum. 2010 senesinden beri aklım fikrim uzun mesafe koşularında. Ülkemizde bu sporun az bilinmesi, yapanların az olması ve maraton koşanlar tarafından bile olduğundan zor hatta imkansız olarak görülmesi epey canımı sıkıyor. Bu blog fikri de bu sıkınıdan doğdu. Gördüm ki yazması koşmasından daha zormuş...