konu başlıkları

23 Ocak 2012 Pazartesi

Kitap: A Step Beyond

A Definitive Guide to Ultrarunning

Don Alison

Kitabımızın adı "Bir Adım Ötesi: Ultra Koşmak İçin Kapsamlı Bir Rehber". Bu kitaba internette ultra maraton hazırlığı için kaynak bakınırken ulaşmıştım. Daha doğrusu Amerika kökenli UltraRunning dergisine abone olurken aynı sayfada bu kitabın da satıldığını fark ettim. Teknik anlamda bir kaynak olabileceği umudu ile sipariş ettim. Hem dergiye hem de kitaba www.ultrarunning.com sitesindeki yönlendirmelerden ulaşabilirsiniz.

 Klasik Maraton hazırlıkları için internette bir çok kitap bulmak mümkün. Bu kitaplarda neredeyse her türlü bilgi ve program bulunuyor. 12-16 hafta arası sürelere yayılan bu programlar hangi günlerde ne hızda ne mesafeler koşmanız gerektiğinden nasıl besleneceğinize kadar "armut piş - ağzıma düş" bilgileri içeriyor. Kısacası niyeti bozup bir maraton koşma kararı aldığınız zaman, yabancı diliniz de varsa işiniz zor değil. Daha doğrusu bilgiye ulaşması zor değil. Kendi seviyenize göre adapte edebileceğiniz programlarla hazırlanıp belli bir hedef çerçevesinde maraton koşmanız için yazılmış birçok kitap var. Ama bir kaç maratondan sonra 42km lik mesafe size "yetmemeye" başlarsa bu sefer kendinizi internette ultra maraton hazırlık programları ararken bulabiliyorsunuz. İşte ben de bu kitaba tam da bu aşamada ulaştım. Başlarda ultra maraton hazırlığının da klasik maraton hazırlığı gibi matematiksel ve formüllere dayanan bir sistem üzerine kurulduğunu düşünerek, hep maraton döneminden kalma alışkanlıkla yukarda bahsettiğim tip "armut piş" programlar peşinde koştum. Bu beklentiler içindeyken kitabı elime alınca da biraz hayal kırıklığına uğradım.

Kitap ultra maraton üzerine yazılmış makalelerin toplaması aslında. Bir çok konuda yazılmış değişik makaleler. İlk heyecanla sayfaları karıştırıp aradığım "haftalık antrenman programı" da yok... Zaten konu hakkında biraz internette okuyup araştırmaya başlayınca ultra işinde bu tip formül içeren programlar da olmadığını gördüm. Evet bazı programlar var ama bunlar daha çok kendinize adapte edebileceğiniz antrenman yaklaşımları.

Kitapta 7 ana bölüm var; Antrenman ve Yarış Tavsiyeleri, Fizyoloji, Tarihçe, Yarışlar ve Mekanlar, Ultra Karakterler (kişiler), Felsefe, Mizah. Her bölüm de çeşitli yazlılardan oluşuyor. Tüm bölümler farklı disiplinden kişilerce yazıldığı için aralarında yaklaşım ve dil olarak da farklılıklar var. Gayet kişisel yaklaşımları yansıtan, deneyim paylaşımı sayılabilecek yazılar kadar bilimsel verilere de dayanan makaleler görebiliyoruz. Çizimi ve fotoğrafı bol bir kitap değil, yaklaşık 550 sayfalık ve üç parmak kalınlığındaki kitabı ilk elinize alıp sayfaları karıştırdığınızda bu anlamda oldukça siyah beyaz ve yazılardan oluşan bir eserle karşılaşıyorsunuz ki aslında bu bilgi yoğunluğunun somut bir göstergesi sayılabilir.

Son söz: Kitabı tavsiye edebilirim. Internet üzerinde sipariş ettikten kısa süre sonra sorunsuz olarak elime ulaştı. Konu ile ilgili yazılmış kitap çok fazla yok, en azından benim ulaşabildiğim ve internet satışı olan kaynak çok yok. Hem alternatif eksikliği, hem de içerik zenginliği açısından doğru bir seçim olacaktır. Ben de elimden geldiğince yaptığım çeviriler ile blog bünyesinde bu kitaptan makalelere yer vermeye çalışıyorum.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hakkımda

Fotoğrafım
istanbul, Türkiye
2006 yılında 1.80 boyum ile 110kg olunca zayıflamak için koşsam mı diye düşünmeye başladım. Internet'te bulduğum 8 haftalık bir program gözüme zor gözükmeyince haftada 3 gün, her seferinde de toplam 20 dakika olacak şekilde koşu antrenmanlarına başladım. 8 hafta sonunda durmadan 30 dakika koşabildiğime o an kendim de inanamadım. Bundan sonra ne yapmalı diye düşünürken Amazon.com da "Koşucu Olmayanlar İçin Maraton Antrenmanı" isimli kitabı görüp maraton koşmaya karar verdim. 3 yıl içinde 5 maraton koştuktan sonra ultra maraton koşma fikrini kendime daha yakın buldum. 2010 senesinden beri aklım fikrim uzun mesafe koşularında. Ülkemizde bu sporun az bilinmesi, yapanların az olması ve maraton koşanlar tarafından bile olduğundan zor hatta imkansız olarak görülmesi epey canımı sıkıyor. Bu blog fikri de bu sıkınıdan doğdu. Gördüm ki yazması koşmasından daha zormuş...