Her ne kadar mevsimlerden yazı sevmesem, deniz mahsullerini
ağzıma sürmesem ve bırakın yüzmeyi ayağımı bile denize sokmaktan kaçınsam da
bakıldığında doğma büyüme “ada çocuğuyum” dur. Bir şekilde doğduğum seneden
beri her yaz Burgazada’da ev kiralandı ve ben bazen yazın tümünü bazen de
sadece birkaç gününü adada geçirdim. Çocukken her şeyiyle çekici gelen ada, yaş
arttıkça eski değerini kaybetti, artık benden çok iki kızımın hayallerini
süsler, o yaşlarda beni mutlu ettiği gibi şimdi de onları mutlu eder oldu.
Sonuçta bir şekilde adadan kopamaz ve her fırsatta gelir gider olduk. Ben de
çocukluğumdan beri başka işler peşinde koştuğum sokaklar ve ormanlarda son
yıllarımın sevdası peşinde koşmaya başladım.
“Prens Adaları” ismi ile bilinen ama halk arasında sadece
“Adalar” olarak anılan bu dört ada aslında burnumuzun dibinde. Hele son
yıllarda artan alternatif ulaşım ile seyahat iyice kolaylaştı. Eskiden sadece
Sirkeci ve Bostancı’dan vapurla ulaşılabilinen adalara artık Kabataş’tan ve
Bostancı’dan sık vapur, deniz otobüsü ve motor seferleri ile ulaşmak çok kolay.
İstanbul tarafından sırayla dört adanın adı geçer hep; Kınalı, Burgaz, Heybeli
ve Büyükada.
Bunlar yaz kış en çok oturulan adalardır ama ayrıca özel mülk olan
ve Burgaz’ın tam karşısında yer alan Kaşık Adası, Büyükada’nın arkasında kalan
ve fazla el değiştirmeyen mülkleri ile yıllardır kendi halkına sahip ve hafta sonu
piknikçilerine sağla(ma)dığı sosyal imkanlarla tercih edilmeyen, bu sebeple
de “halka açık” olmayan ve hatta çoğu
kişi tarafınca varlığı bile bilinmeyen Sedef Adası, Büyükada’nn arkasında kalan ve anca büyük tur yapanların fark edebileceği ufak
Tavşan Adası, bir de hep uzaktan gözüken
ve bizim üst kuşağın politik anılardan adını hatırlayacağı Yassıada ve yanında
bomboş yatan amcaoğlu Sivriada da
aslında bu takımadalar ailesinin fertleridir. Çok eskilere uzanan ada halkı
günümüzde en eski sahiplerinden Rumlar, Museviler, Ermeniler, Hıristiyanlar ve
Müslümanlardan oluşur. Her adanın da kendine göre bir “azınlık çoğunluğu”
vardır, yani bu bahsi geçen “azınlıklar” her adada farklı olacak şekilde
“çoğunluğu” oluşturur. Haliyle ufak gruplaşmalar olsa da iç içe ve sakin bir
beraberlik her ada için geçerlidir.
Başka bir gözle Burgaz çarşısında "sakin beraberlik" |
Geçen senelerde koşu sebebi ile tanıştığım,
yazıştıkça samimi olduğum ve içindeki Türkiye aşkı ile hiç üşenmeden kalkıp
Atina’dan Avrasya Maratonu’nu koşmaya gelen 3 Yunan ihtiyar delikanlıdan biri
olan Pavlos’un anneannesinin Burgazlı (kendi dilinde Antigoni) olduğunu öğrendiğimde hiç şaşırmamıştım.
Burgaz'ın tepesinden Kaşık Adası ve sağdan ucu gözüken Heybeli |
Bu kadar senenizi adalarda geçirince bir şekilde diğer adalar
ile de bağlantılarınız oluyor ve kendi adanız dışında da zaman geçiriyorsunuz.
Burgaz kadar yakından tanımasam da diğer adalar hakkında da koşu parkuru olarak
yorum yapabileceğimi düşünüyorum. Birbirlerine çok yakın olsalar da aslında
adalar arasında yapı olarak farklar var. Kabaca tüm adaları asfalt parkular ve
tepeye ulaşabileceğiniz patikalar olarak düşünebilirsiniz Adaların tümü
günübirlik koşu odaklı geziler için ideal olabilir. Yolları bilmenize veya
harita okumanıza da çok gerek yok. Sonuçta fazla uzaklaşma şansınız yok, eninde
sonunda dönüp dolaşıp aynı noktaya varacaksınızdır. Gene de genel yapı ve
rotalar hakkında Google Earth üzerinden yapacağınız kaba bir inceleme fikir
vermesi açısından yeterli olacaktır.
Google Earth 'ten Kınalı |
Kınalı diğer kardeşlerine göre çok daha dik yokuşlara sahip.
Ada çevresini asfalt yoldan tur olarak dönmek mümkün değil, ama sokaklarında
koşmak İstanbul’dan kaçıp gelince gayet dinlendirici olabilir. Vapurla ilk varılan,
dolayısıyla en yakın ada. Kınalı’nın bizi ilgilendirebilecek diğer bir özelliği
de koşu sonrası kendinizi denize atmak isterseniz hemen vapur iskelesinden iner
inmez göreceğiniz halk plajı.
Google Earth'ten Burgaz |
Burgaz asfalttan ayrılmadığınız
sürece eğim olarak daha sevimlidir, ne yazık ki tur olarak tamamlanabilecek bir
rotası bulunmaz. Asfalttan ulaşabileceğiniz en uç nokta Kalpazankaya,
sonrasında ya geri döneceksiniz ya da ormana dalıp yön bulma duygularını ile
turu tamamlayacaksınız. 2003 senesinde Burgaz ormanlarının tamamına yakını
yandı. Ağaçlandırma çalışmaları yapılmış olsa da bunca yıl sonra hala tek tük
çalıdan başka bir bitki yok tepelerde. Bu da adayı hem “küçük” gösteriyor, hem
de kurak ve sıcak bir iklime mecbur bırakıyor. Burgaz’ın en tepesine, Hristos’a
koşarak çıkabilir ve yangın yolarından oluşan 2.200m lik bir turu tekrarlayarak
koşabilirsiniz. Bu tur adanın çevresini döner ve açıdan adayı görme şansınız
olur.
Google Earth'ten Heybeli |
Heybeli asfalttan koşarak turlayabileceğiniz ve sakin bir
ada. Çarşıdan başlayan rotanın başı yokuşlu olsa da adanın arka taraflarında
güzel çam ağaçları altında sakin sakin koşma şansınız var. Bu sene” İstanbul 5
Days” oryantiring etkinliğinin bir ayağı Heybeli’de koşulmuştu, Caner’in yazısı
olayı ve adayı çok daha detaylı anlatmaya yardımcı olacaktır.
Google Earth'ten Büyükada |
Bir iki yazdır bir aile dostumuz sayesinde Büyükada’da kalma
şansımız oldu, ben de günlerimi Büyükada’nın meşhur “Büyük Tur”unu koşarak
geçirdim. Asfalt koşusu açısından belki de en verimli ada Büyükada. Yaklaşık
12km lir bir turu fazla eğim tırmanmaya gerek kalmadan tamamlayabiliyorsunuz. Gene
de Lunapark mevkii sonrası bir iki hatırı sayılır yokuş var. Başlarda yol boyu
marketler bakkallar da var, yiyecek içecek taşımama adına güzel fırsat.
Büyükada meraklısına orta halli güzel bir parkur sunuyor. Yeme içme ve çarşı
açısından da en zengin ada Büyükada. O kadar “şehirleşmiş” ki dikkat etmezseniz
karşıdan karşıya geçerken ezilme riski bile var. Yeri gelmişken adalarda iç
ulaşımdan da bahsedelim, yılardır tüm ulaşım at arabaları, faytonlar ile
sağlanıyor. Zamanla bir şekilde punduna uydurulup resmi hizmete mahsusu motorlu
araçlar doldurulmuş olsa da adaların en büyük keyfi hala Fayton Sevdası
denebilir. Büyükada’nın tepe noktası Aya Yorgi, buranın dini açıdan önemi ayrı,
her sene özel bir günde genciden yaşlısına bir çok Hristiyan, tepede yer alan
kiliseye çıkan yolun sonundaki dik ve gayet taşlı parkuru gelenek olarak çıplak
ayakla tamamlıyor. Çıplak ayakla koşu meraklılarına da buradan bir selam
göndermiş olalım.
Büyükada'dan Burgaz'a kültür göçü: "Gül Dondurmacı" |
Özetle adalar meraklısına hem asfalt hem de patika koşusu
için güzel olanaklar sunuyor. Yapmanız gereken ayakkabılarınızı giyip vapur
tarifesine bir göz atmak. Meraklısına detaylı bilgiler burada
Casino Tycoon: Review of the Best Casino Tycoon
YanıtlaSilThis is 광양 출장안마 a review of the best Casino Tycoon, a well-designed and 대구광역 출장샵 detailed 경기도 출장샵 review of the 평택 출장마사지 best casino Tycoon. Discover the full casino and game 경기도 출장마사지 selections for