Orman veya patikalarda koşma düşünceniz varsa, yol koşusuna göre biraz daha farklı ve hatta daha fazla malzeme edinmeniz gerekebilir. Bu gereksinimler kişiden kişiye ve yapılacak koşuya göre çeşitlilik gösterecektir. İnternette biraz araştırma yaparsanız, çeşitli markaların başlı başına patika koşusu için oluşturdukları ve durmadan geliştirdikleri koca bir marketin ortasına düşersiniz. Hele benim gibi (artık bu konuda kendine dur demeye çalışan…) bir aksesuar delisi iseniz ekonomik açıdan işiniz zor olabilir. Zira işin içine teknik malzemeler girince fiyatlar da tırmanmaya başlıyor. "Nefes alabilir su geçirmez kumaşlar", "hafif malzeme" gibi detaylar bu işin en can alıcı ama bir o kadar da can yakıcı tarafı.
Patika koşu ayakkabıları
Sırf bu iş için ayakkabı üreten markalar olduğu gibi
standart malzemeler üreten bilindik markaların da patika koşu
ayakkabıları olduğunu göreceksiniz. Türkiye’de bu konuda karşılaştığımız
sıkıntılardan en büyüğü marka ve model azlığı iken bence esas sıkıntı zaten az
olan seçenekler hakkında yetkin satıcılar da bulunmaması. Bu sadece patika koşu
ayakkabıları için değil, tüm koşu ayakkabıları için de geçerli. Bilindik
markaların gayet hatırı sayılır fiyattaki ayakkabıları arasında karar verme
aşamasına geldiğinizde çoğu zaman hisleriniz veya internetten okuduklarınıza
dayanarak adım atmanız gerekiyor. İki ayakkabı arasındaki farkı sorduğunuzda
satıcının size daha pahalı olan modeli gösterip, bunun diğerine göre çok daha
profesyonel ve kaliteli bir ayakkabı olduğunu söylediği durumlarla
karşılaşıyorsunuz. Burada kalite neye göre belirleniyor anlamak çoğu zaman zor. Ayakkabı
koşunun sağlık ile doğrudan bağlantılı bir enstrümanı. Ayakkabıyı sadece iyi
performans için değil ayak sağlığı açısından da değerlendirmek lazım. Aynı
bilgisayar alırken monitöre yapacağımız yatırım ile göz sağlığınızı gözetmek
gibi düşünebiliriz. Gerçekten kaliteli olsa da yanlış seçilmiş bir ayakkabı
ıstırap haline getirerek sizi koşmaktan soğutabileceği gibi ayak ve bacak
adalelerinizde tamiri güç ve hatta bazen mümkün olmayan hasarlara yol
açabiliyor.
Yol koşusu ayakkabılarında genel yapı önemli, ayağınızı içe
veya dışa basmanız, taban yapınız seçimi etkileyen faktörler. Arazide koşarken
attığınız her adımda işin doğası gereği zaten içe veya dışa basacağınız için bu
gibi sorunlar öncelikli değil. Gene de destek yönü kuvvetli modeller
üretiliyor. Ayakkabı seçimi açısından daha çok koşacağınız zemin yapısı veya
koşunun karakteri önemli. Zeminden zemine çok fark olabiliyor, ultra
maratonların çoğu toprak yol, asfalt yol, çamurlu zemin, taşlık zemin, kum,
karla kaplı zemin ve hatta bazen su geçişleri içerebiliyor. Bu sebeple
koşacağınız rotayı bilmek önemli. Bu mantıkla da tek bir patika ayakkabısı
değişik ultra yarışları için yeterli olmayabilir.
Patika koşusu ayakkabılarında taban yapısı dağ yollarının
taşlık ve kayalık zeminlere göre düz ve sert olabildiği gibi toprak, kum ve
çamurlu rotalar için de yüksek yol tutuşu sağlayan dişli tabanlar bulmak
mümkün. Taşlık yollar için düşünülen modelleri, ayak parmaklarınızı bir kamyon
tamponu gibi sarmalayan burun koruyucularından tanıyabilirsiniz.
Nefes alan ama su geçirmeyen, en çok Gore-tex markası ile
tanınan kumaşların ayakkabılarda kullanımı bir tartışma konusu. Bir kısım
koşucu su geçirmez özelliğinin sağladığı konfordan memnunken, benim de
benimsediğim karşı bir görüş ayakkabının bir şekilde su alma durumunda zor
kuruduğu ve suyu dışarı atamadığı yönünde. Evet, sığ su birikintilerine basınca
veya otlardan gelen çiy suları bu tip ayakkabılarda ayağınıza işlemiyor ama
bilekten içeri su girmesi durumunda veya eskime sebebiyle ayakkabı yavaş yavaş
su sızdırmaya başlayınca ıslanan çoraplar ciddi dert olmaya başlıyor. Islak
çorapla uzun süre koşmanın sıkıntısını çekenler bilir, su toplamadan tahriş
olmaya kadar her türlü acı verici olaya çanak tutmuş olursunuz. Normal kumaşlı
ayakkabılar en ufak su temasında ıslansa bile koşunun getirdiği ısınma ile
kolayca kuruyor ve su dışarı atılıyor.
Çorap
Çorap, yolda olsun patikada olsun koşarken ayakkabı ile iyi
geçinmesi gereken bir arkadaş. Yine başına gelenler bilir ki bazı çoraplar bazı
ayakkabılarda parmak vurması veya su toplaması gibi sıkıntılara yol açabilir. Bu
gibi durumlarda doğrudan ayakkabıları kurban seçmeden önce değişik çoraplarla da
denemeler yapmakta fayda var. Piyasada dokuma türleri, dikimleri ve taban
yapıları ile koşuya yönelik çorapları bulmak mümkün. Patika koşuları ve uzun
koşular için kullanılabilecek özel çorap türlerinden biri de parmaklı, eldiven
yapısındaki çoraplar. Injinji markasının öne çıktığı bu modellerde çorap aynen
eldiven gibi her ayak parmağını sarmalıyor. Bunun avantajı uzun süren
performanslarda ayak parmaklarının birbirine sürtünmesini engellemek,
parmakları terden ve sürtünmeden korumak.
Kullanılan bir yöntem de önce “liner” çorap giyip, dış
katman olarak normal bir koşu çorabı kullanmak. Bu durumda da içteki çorap teri
emerek kolayca dışarı atıyor, dış katman da tampon görevi görerek sürtünmeyi
azaltıyor. Bu yöntemde ayakların üşüme riski de azalmış oluyor. Dikkat edilmesi
gereken bir nokta, çift çorabın kalınlığın da doğal olarak artması. Bu da
normalde ayağınıza uygu numaradaki bir ayakkabının dar gelme tehlikesini
doğurabiliyor. İç çorap ne kadar ince olursa bu risk azalmış olur. Böyle bir birleşimi
önce kısa koşularda denemekte fayda var.
Uzun sürecek koşularda benim tercihim Injinji markasının ön plana çıktığı "parmaklı çoraplar". Bunlar klasik eldiven gibi her ayak parmağı ayrı olan çoraplar. Her parmak için ayrı bir bölüm olması demek parmakların birbirine sürtmesinin de engellenmesi demek. Terden veya dış ortan sıcaklığından ıslanan parmaklar zamanla birbirine değen noktalardan su toplamaya başlıyor. Ayak derisi özellikle parmak aralarında çok hassas olduğu için kolay tahriş oluyor ve gittikçe artan can acılarına yol açıyor. Parmaklı çoraplar bu anlamda sağladıkları koruma ile önem kazanıyor.
Uzun sürecek koşularda benim tercihim Injinji markasının ön plana çıktığı "parmaklı çoraplar". Bunlar klasik eldiven gibi her ayak parmağı ayrı olan çoraplar. Her parmak için ayrı bir bölüm olması demek parmakların birbirine sürtmesinin de engellenmesi demek. Terden veya dış ortan sıcaklığından ıslanan parmaklar zamanla birbirine değen noktalardan su toplamaya başlıyor. Ayak derisi özellikle parmak aralarında çok hassas olduğu için kolay tahriş oluyor ve gittikçe artan can acılarına yol açıyor. Parmaklı çoraplar bu anlamda sağladıkları koruma ile önem kazanıyor.
Çoğu uzun mesafe koşucusunun ultra yarışlarında “baldır
çorabı” da denilen özel sıkıştırma çorapları giydiğini görebilirsiniz.
Internette “kompresyon çorabı” olarak bulabileceğiniz bu ürünler, varis
çorapları gibi bölgesel sıkıştırma sağlayan kılıflar. Markaların web
sitelerinde bu ürünler dünyanızı değiştirecekmiş gibi tanıtılsa da ben açıkça
ayıt edilebilir bir fark yarattıklarına şahit olmadım. Özellikle tırmanış
ağırlıklı parkurlarda ister istemez parmak ucunda yürüdüğünüz veya koştuğunuz
için baldır adaleleri normale göre daha çok yoruluyor. Bu çoraplar da bu adale
gruplarını sıkıştırarak laktik asit birikimini, dolayısıyla da yorulma hissini geciktiriyor.
Üst vücut, kollar, bacaklar gibi ayrı ayrı tüm vücut bölümleri için kompresyon
giysileri bulunsa da bana mantık olarak en yakın gelenleri baldır çorapları.
Tozluk
Tozluklar genelde ön taraflarında bulunan kancaları ile
ayakkabının en alt bağcık geçişine sabitleniyor, arkadan da gerdirerek
sabitlenebiliyor. Bazı modellerde yukarı kaymayı engellemek için ayak tabanı
altından geçen kayışlar da mevcut. Ayakta en uzun süre muntazam duran modeller
bunlar olsa da, bu kayışlar zeminle temas halinde olduğu için zamanla aşınma ve
kopma riski taşıyor.
Tayt, şort, pantolon ve üst giysileri
Bu giysilerde özellikle aramanız gereken şartlar pek yok
gibi. Tabi markaların patika koşusuna özel üretildiğini öne sürdüğü malzemeler de
yok değil ama baktığınız zaman bu ürünlerin klasik koşu tekstilinden çok da
farklı olmadığını görüyorsunuz. Yaz şartlarını düşününce UV korumalı kumaşlar
mantıklı olabilir. Yine de kumaşın UV korumasıyla kalmayıp her zaman koruyucu
krem kullanmakta fayda var. Hava şartlarına göre giyinmek, soğuk havalarda
katmanlar yaratmak temel yöntem olmalı. 100km ve üzeri mesafelerde, çoğunlukla
karanlıkta da koşulacağını düşünürsek, yansıtıcı bantları veya parçaları olan
giysileri tercih etmek mantıklı olacaktır.
İlk katman olarak doğrudan çıplak tene giyilen, ter atan ve
vücut ısısını dengeleyen özel içlikler, özellikle soğuk hava koşularında yüksek
fiyatlı ama yararlı ve önemli giysilerdir. Hem sıcak hem de soğuk havalarda
vücut ısısını dengeleyen kumaşlar da bulunabiliyor.
Eldiven
Kolluk
Soğuk havalarda kolları ısıtmaya, sıcaklarda ise serin
tutmaya yarayan bu ürünleri kollara geçirilen kumaş borular gibi düşünebiliriz.
Elastiki yapıları ile kolu sıkıca sararlar. Yazlık modellerde UV koruma
özelliği bulunur. Sıcak havalarda suyla ıslatarak serinlik hissini de
uzatabilirsiniz. Sıcaklık değişikliklerinin sıkça yaşanabileceği uzun koşularda
takıp çıkarma kolaylık açısından da kolluklar faydalı olacaktır, çantanızı
çıkartmadan ve soyunmadan üzerinize uzun kollu bir giysi giymiş gibi olabilir,
kolayca tersini de yapabilirsiniz. Kolluk denince ilk akla gelen, özellikle koşu için tasarlanan bir marka olan Moeben.
Buff
Aslında bir marka olan “Buff” adı ile bütünleşmiş bu
ürünleri, elastiki ve dikişsiz yapıları ile herhangi bir rahatsızlık duymadan
baş ve boyun bölgenizde koruma amaçlı kullanabilirsiniz. Buff’lar bere, safari
tipi enselikli şapka, saç bandı, boyunluk, balaklava, yüz maskesi, alın bandı
ve benzeri şekillerde kullanılabilir. Web sitesinde kullanım şekilleri ile
ilgili eğitici videolar bulabilirsiniz. Hafif ve ucuz ürünler olmalarının yanı
sıra sağladıkları yarar büyüktür.
Gözlük
Polar ve UV filtreli güneş gözlüklerinin güneşe karşı
sağladıkları korumayı uzun uzun anlatmaya gerek yok, yaz koşularının
vazgeçilmezlerindendir.
Koştuğunuz patikalarda kafa gelebilecek hizalarda dikenler
ve dallar bulunuyorsa gözlerini koruma amaçlı şeffaf camlı gözlük kullanmak iyi
bir fikir olabilir. Özellikle önünüzde koşan bir arkadaşınız veya yarışmacı
varsa, geçerken ittiği dallar bir kırbaç gibi yüzünüze savrulabilir.
Gözü bozuk koşucular için içine numaralı gözlük camlarının
yerleştirilebildiği güneş gözlükleri bulunmaktadır.
Çanta
Çanta konusunda birçok marka ve model görmek mümkün. Bu
konuda da birçok değişken var, tek bir çanta tipi önermek mümkün değil. Çanta
seçerken koşunun özelliklerini iyi incelemek lazım.
Yapı olarak düşünürsek genelde ince uzun çantalar koşu
sırasında sırtta duruş olarak denge sağlamak adına avantajlı oluyor. Uzun
koşularda sırta iyi oturan, hareket ettikçe sağa sola kaymayan ve zıplamayan
çantalar seçmek gerekiyor.
Hafif bir çanta seçmek de önemli. İçine her koyduğunuz
parçada gram hesapları yaparken çantanın kendisinin ağır olması çelişki
yaratacaktır.
Dış cepler uzun koşularda önem kazanıyor. Ana hacmi sık açıp
kapamak zor iş, yolda gerekebilecek
şeyleri kolayca depolayabileceğiniz dış cepler, size koşarken zaman
kazandıracaktır. Tabi bu ceplerin fazla çıkıntı yapmaması, gereksiz salınımı
arttırmaması gerekiyor.
Çantaların bel kısımlarında doğrudan bel kemeri üzerinde
veya kemere takılı ayrı çantacıklar şeklinde cepler bulunabiliyor. Bu ceplerin
de koşarken faydasını görüyorsunuz. Jel, ufak tefek gıdalar, tabletler gibi
gereksinimleri buralara doldurup koşarken kolayca ulaşabiliyorsunuz.
İçme suyu depolaması konusunda da farklı çanta modelleri
var. Birincil amacı su depolamak olan basit çantalar var, bunlar ucu hortumlu
su torbası taşımaya yarıyor, piyasada Camelbak markası bu konuda öncü
sayılabilir. 1-2lt civarında kapasiteye sahip çantalara su doldurup uçlarındaki
hortumu çantanın yan pencerelerinden çıkartarak askı kayışına
sabitleyebiliyorsunuz, koşarken bu hortumdan rahatça su içebiliyorsunuz. Çanta
içinde taşınan su torbalarının en büyük derdi su kaynağında tekrar
doldurulmaları. Çantayı açıp, diğer eşyaları boşaltıp torbayı çıkartmak
gerekebiliyor ki uzun koşularda bunu bir çok kez tekrarladığınızı düşünürsek
gereksiz vakit kaybı. Su torbasına çantayı açmadan ulaşılabilen modeller de
mevcut. Daha kolay bir yöntem olarak su mataralarından bahsedebiliriz. Çantanın
dışındaki özel ceplerde taşınan mataraları takıp çıkarması çok daha kolay. Öte
yandan ne kadar suyunuz kaldığını da rahatça görebiliyorsunuz. Mataraları bel
hizasında taşıyan çantalar var, bazı modellerde de askı kayışları üzerinde
matara asma bölmeleri bulunuyor. Innov-8 markasının patentini aldığı bel kemeri
hizasına yayılan yatay su torbaları da var, firmanın iddiasına göre bu yapıdaki
su torbası ağırlık merkezini de yere yaklaştırdığı için koşarken denge avantajı
sağlıyor.
Baton kullanıyorsanız çanta üzerinde takmak için kanca veya
yuvalar bulunması da önemli. Uzun koşularda batonları kullanmadığınız zaman
elde taşımak sıkıntı verecektir, bu sebeple batonları kolayca çantaya takıp
çıkarabilmelisiniz.
Çoğu çanta üzerinde elastiki ip benzeri gergi sistemleri de
görebilirsiniz. Bu iplerin altına çeşitli eşyaları sıkıştırabiliyorsunuz.
Ayrıca bu ipleri gererek çantada kalan boşlukları da almak mümkün. Boşlukları
alınmış bir çanta koşarken sırtta çok daha sabit duracak, içindeki eşyaların da
sağa sola savrulmasını engelleyecektir.
Uzun koşularda hava şartlarının da değişkenlik göstereceğini
düşünürsek yağmura karşı dayanıklı kumaş kullanılmış ve dikişleri izole edilmiş
çantalar önem kazanacaktır.
Ultra yarışları için tasarlanan bazı çantaların göğüs
kısmında küçük çantalar da yer almakta. Bu ek çantalara yiyecek, harita,
pusula, jel gibi koşu sırasında kolayca ulaşmanız gerekecek malzemeleri
koyabiliyorsunuz. Bazı markalarda bu çantalar ayrıca satılabiliyor, askı
kayışlarında takma yerleri hazır bulunuyor. Çanta seçerken bu detaya dikkat
etmek gerekebilir.
Batonlar
İniş çıkışların fazla olduğu ultraların vazgeçilmez
dostlarıdır. Batonlar doğru kullanıldığı zaman dizlere ve bacaklara binen yükü
azaltacağı için yorulmaları geciktirecek ve sakatlanma riskini azaltacaktır. Ayrıca bozuk zeminlerde koşarken denge sağlamaya da yarar. Baton kullanımı ayrı bir bilgi ve tecrübe gerektiriyor. Eğime göre boylarının ayarlanmasından ayaklarla koordine kullanımına kadar öğrenilmesi gereken bir çok püf noktası var. Bilinçli kullanıldığında özellikler uzun koşularda olaya kattığı değer büyük oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder